Katı Gıdaya Geçişten Sonra Neler Oldu?

Geçmiş zamanın birinde, şimdi neredeyse 5 yaşını bitirecek kızım Defne’nin katı gıdaya geçiş süreci ile ilgili yazı yazmıştım. Geriye bakınca görüyorum ki pek çok anne gibi ne çok telaşlanmıştım. Annemi anneanne yapmakta geç kaldığımdan ondan destek görememiştim. Sürekli cep telefonumdan araştırma yapıyordum, adım internet annesine çıkmıştı. Varsın öyle olsun, çağa ayak uydurup internetten okuyun, araştırın, tecrübe edinin. Yemek hazırlama ve pişirme beceriniz sanki o dönem sıfırlanıyor. Elinizin altında hazır bebek tarifleri olması büyük kolaylık. Eticicibebe.com’u o dönem fark etseydim, eminim bebek bakımı ve gelişimi ile ilgili tavsiyeleri ve tarifleri gönül rahatlığıyla uygulardım. İnternetteki güvenilir kaynaklardan öğrendiklerim üzerine; yalancı emzik emmeyen, biberon kullanmayan kızım için üzülmedim, mahalle baskısına uyup yürüteç almadım.

Katı gıdaya geçişte, Defne’nin damak tadına temel oluşturmak gibi hedeflerim vardı. Bamya mevsimini kaçırdım yediremedim diye hayıflandığımı anımsıyorum. Karnabahar, brokoli, yer elmasına varana dek yedirdim de ne oldu? Hah işte bu yazının konusu da bu, filmin 2 bölümü geliyor.

Bu hafta, ana sınıfına başlayan kızımın sınıf öğretmeni ile mini bir toplantı yaptık. Evlat sahibi olmanın keyfini, coşkusunu bir de bu görüşmede katmerlenerek yaşadım. Her defasında koynumdan çıkarıp gönderdiğim çocuğumun, dışarıda nasıl bir bireye dönüştüğünü duydum. Bu görüşmenin iki konusundan söz edeceğim size. Biri; Defne’nin hayallerini, duygularını rahatça dile getirebilmesi. Hayal kurarak şimdiyi yarattığımıza inanırım. Duyguları tanımak da onların armağanlarını keşfetmemize yol açar. Bu sebeple sonuçtan çok mutlu oldum. Diğeri de; meğer bizim kız tabak tabak yemek ve hatta salata yiyormuş da bana pek söylemiyormuş. Öyle anlattığı gibi sadece domatesi yalamakla kalmıyormuş, şaşkınım!

Diyeceğim o ki; çocuğunuzun okuldaki yemek davranışları ile evdeki epeyce farklılık gösterebiliyor. Okulda; topluluğa uyma, arkadaşlarıyla rekabet etme gibi faktörler ile neler neler yiyor bir bilseniz. Kreş seçerken kendinize göre epeyce kriter belirlemişsinizdir. Gelin bunlara bir de kazandırdığı yemek alışkanlıkları ile ilgili tavsiyeleri de ekleyin. Defne, 2 yılını geçirdiği Pamuk Kalpler Kreşi’nde Sevgi Ablası’nın elinden defalarca kıymalı kapuska, taze fasulye bile yedi. Çocuklara çeşitli sebzeler yedirebilmesiyle ünlü bir kreş bana kalırsa.

Peki evde neler oluyor?

Allah iyi ki patatesi yaratmış, yoksa evde hangi sebzeyi yedirecektik değil mi? Bir de çorba denen çeşit iyi ki var. Henüz içine konanların tek tek ayırdına varamayan kızım, sadece mercimek çorbası içtiğini sanırken aslında balkabağı ve zerdeçal da tüketiyor. Geçen gün Instagram üzerinden peynir yemeyen çocuklarımız hakkında yazışıyorduk, “Annelik bir saklama sanatıdır” yorumu geldi. Doğru; annelik yayla çorbasına kaşar peynirini rendelemeyi akıl ederek çocuğuna illaki peynir yedirmektir. A evet söylemedim değil mi? Hala bu yaşında da peyniri peynir haliyle yedirmekte zorlanabilirsiniz, saklayacaksınız 🙂

Kefir içme, meyve, hurma, kuruyemiş yeme alışkanlıkları devam ediyor. Kimyon, tarçın ve karabiber ile alıştırdığım damak tadı baharatları genel olarak kabul ediyor. Hatta güvenilir yerden aldığımız hafif acı sucukları da iştahla yiyor. Kuru fasulye, barbunya ve pilav ile köfteli çorba vazgeçilmezleri. Balığa somon ile başlamıştık. Ona barbun ve tekiri de ekledi, e tabii pembe balıklar bunlar. Bir de gri balıklar istavrit, hamsi ve çipura var. Yanında salata değil ekmek yemeyi tercih ediyor.

Geniz eti ve bademcik ameliyatından sonra sopalı etleri de (pirzola) rahatça yiyebiliyor. Horlama ve uykuda nefes durması sebebiyle doktora başvurmuştuk. Meğer yavrum yüzde 90 büyüyen geniz eti nedeniyle etleri çiğnemesine rağmen yutamaz çıkarır, köfteleri de bol su içerek yiyebilirmiş. Bu belirtileri takip etmek de ebeveynlere düşüyor. Ameliyatı başarılı olan, zahmeti ilk gece çok, kalan bir hafta gittikçe hafifleyen bir operasyon bu.

Pişirdiği yemeği yiyeceği tahmininden hareketle birlikte mutfağa girdiğimiz zamanları destekliyorum. Yeni taşındığımız evimizde neredeyse her hafta değişik çeşit kek pişiriyoruz. Pizza, börek, fırında tavuk, puding şimdiye dek birlikte tecrübe ettiğimiz çeşitler. Yaptığını yiyor ancak sanki büyüyünce daha çok yediren içiren tarafında olacak.

Çok değerlilerimiz çocuklarımız için kendi doğrularımızı aşılamaya çalışıyoruz. Hep derler ya davranışlarımızla örnek oluyoruz. Sonrası, iyiyi umut etmek ve hayatı akışına bırakmak. Çocuklarımız şimdiyi dolu dolu yaşasın, mutlu anılar biriktirsin dilerim.