Helal olsun anneme, babama ve abime!

Blogumu açalı çok kısa süre olmasına rağmen beni ailenizden biri kabul ettiniz. Yüreklendirdiniz, onore ettiniz, yardımcı oldunuz… Samimiyetiniz ve arkadaşlığınız için çok teşekkür ederim. Dilerim gönlünüzden geçenler gerçekleşir ve sevdikleriniz yanınızdan eksik olmaz.

En Güzel Tatlar Arzu’m ve Degisik Tatlar Mehtap‘ım tarafından mimlendim. Limonlu Kek’im Neval’im de Sunshine Ödülü verdi. Gönderdiğiniz pozitif enerji için teşekkür ediyorum. Bu enerjiyi evrene açıp herkesle, tüm blog yazarı dostlarımla paylaşıyorum.

Hani kendimi 7 özelliğim ile açıklayacağım ya! Zor işmiş, hangi birini seçeceğimi şaşırdım doğrusu. Sonra bir yerden başladım. Bir ara hikayenin kalanını isteyenlere anlatırım…

Mutlu bir çocukluk yaşadım. Bol bol sokakta oynadım, erik ve kiraz ağaçları arasında büyüdüm, hıdırellez ateşi üzerinden atladım, pikniğe gittim, guguk çiçeği topladım. Milliyet Kardeş ve Kumbara dergisi, Afacan Beşler ve Gizli Yediler okudum. Leblebi tozu yedim, Tipitip sakız çiğnedim. Tamam evet Şeker Kız Candy’yi de seyrettim Teri’ye de aşık oldum. Japon ipinde en yükseğe sıçradım, beş taş oynadım, peçete koleksiyonu yaptım. Annem, babam hep sevgisini gösterir, öpüp koklar. Helal olsun beni doğru dürüst insan evladı olarak yetiştiren anneme, babama ve abime!

İçimdeki küçük kızı yaşatmama, büyük kızı geliştirmeme destek olan çekirdek ailem Sarıcım, iyi ki varsın!

Annem “Kendini ezdirme kızım, oku kızım!” diyerek büyüttü beni. E anne nasihatıdır, dinledik, dinliyoruz tabii. Haksızlığa gelemem, hakkı yenenin de yanında olurum. Kadın ve erkek hakkı olduğuna inanmam, insan hakkı vardır kanımca. Hakkımı ararken dikbaşlılık gösterdiğimden olsa gerek kimi zaman “inatçı” olarak nitelendirilirim. Hatta lakaplarımdan biri “keçi”dir. Ne sevimli değil mi 🙂

Hayvanları çok severim. Hele kedilere bayılırım. Hayvanların zarar görmesi içimi açıtır.

Uzay, tutkumdur. Küçükken astronot olmak isterdim, hala da olmak istiyorum. Çocukken ay ve güneş tutulmalarını izlerken uzun saatler uykusuz kalmışlığım vardır. Uçakta cam kenarı benimdir. Cama Garfield gibi yapışır, yeryüzünü seyredalarım. Mümkünse uzayda, öyle boşlukta kaybolarak ölmek isterim.

İyi ki dünyaya kadın olarak geldim. Elbisemi ve topuklu ayakkabılarımı giyip salınabiliyorum.

Çamaşır ütülemek terapimdir. Kırışıklıklar gittikçe dünyadaki kötülükler, üzüntüler yok olur gibi gelir.

Mimleyenlerime ve ödül verenime geç geri döndüm. Gelenek, zinciri halka halka genişletmek. Ancak pek çoğunuz mimlendiniz. Bu nedenle sadece bir kişiye, ama çok özel bir kişiye davet yapacağım. Elime doğan, sol omuzumda minik nefes alış verişlerini dinlerken huzur bulduğum, 1,2 3 .. yaş doğum günlerini kutladığım, kara gözleri nedeniyle “Karabiberim”iz olan, yıllar sonra genç kız halini görüp de hayrete düştüğüm, maşallah dediğim Mekan-ı Nihan’ı mimliyorum. Bakalım arada görüşmediğimiz yıllarda neler olmuş, kendini nasıl anlatıyor?

Buyrun, sahne sizin Nihan Hanım!