Atatürk’ün Sofrası

Bugün 10 Kasım ya, aynı anda hem çok şey söylemek istiyorum hem de kendimi tutuyorum. Minnetle ve rahmetle anıp dualarımı gönderip yasımı ve isyanımı içimde yaşıyorum. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu gördükçe kalbim sıkışıyor, Defne kızımı nasıl bir gelecek bekliyor, endişeleniyorum!

Atatürk’ün fikir sofralarından notları okuyorum. Gurme, yazar Nedim Atilla bu yıl da köşe yazısında aynı konuya değinmiş. Atatürk, düşünce alışverişinde bulunmak için özel olarak davet ettiği konuklarıyla iç ve dış politika, dil, tarih ve coğrafya üzerine tartışmayı da çok severmiş. Sanattan ve siyasetten bahsedilen Atatürk’ün bu sofralarında, ciddi meselelerden konuşulur, okumalar yapılır, notlar alınırmış.

Oğuz Akay ve İsmet Bozdağ’ın  aynı adlı kitapları “Atatürk’ün Sofrası”ndan ve Prof. Dr.Mahmut Tezcan’ın “I. Uluslararası Atatürk ve Türk Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri”nden notlara baktığımızda; Atatürk’ün sofrasının özenle kurulmasına dikkat ettiğini, ancak yemek konusunda çok da seçici davranmadığını okuyoruz. En sevdiği yemekler karnıyarık, defne yaprağıyla pişirilen kuru fasulye ile ‘yağlı fasulye’ dediği zeytinyağlı taze fasulye imiş.

Ayrıntılı bilgiler için Nedim Atilla’nın bu ve şu yazıları okumanızı öneririm. Atatürk’ün anısına bugün kuru fasulyesi pilakisi tarifini paylaşıyorum.