Soslu Biber

Haşmet Babaoğlu, Vatan gazetesindeyken şöyle yazmış:
“Rüzgâr sert biçimde boynumu yalayıp geçiyor. Hava raporlarını ciddiye almamış ve kaşkolumu evde bırakmışım. Paltomun yakasını kaldırıyorum.
Ve o anda kokuyu iyice ayırt ediyorum.
Biber kızartması kokusu bu.
Birisi belli ki kızartma sonrası mutfağın pencerelerini açıp havalandırmaya kalkışmış! Olabilir!
Marketler yaz sebzeleriyle dolu. Marketlerin mevsimleri kalmayalı çok oldu. Mutfaklarımız da ayak uydurdu bu gelişmeye. Ama insan zihnine kazınan kültür buna direniyor işte! Evlerden sokaklara dağılan biber kızartması kokusu güzelim yaz mevsimi demek hâlâ!
Yaz sokakları, yaz akşamları demek!
Ve o anda fark ediyorum ki, hayatımda ilk kez kışa burun kıvırmıyorum; ilk kez içimde şiddetli bir yaz özlemi oluşmuyor!
Yağmuru çağırıyorum çünkü…
Hatta çamurunu, derdini, eziyetini göze alıp kar için dua ediyorum.
Başka zaman olsa biber kızartması kokusunu beynimde, genzimde, burnumda olabildiğince saklamaya çalışır eve gidip ilkyaz, yaz hayalleri kurardım.
Oysa şimdi mevsimlerin ayrı ayrı hikmeti karşısında isyandan uzak biçimde saygıyla eğiliyorum.”
Değil mi ya, biber kızartması kokusu, yaz demek! İşte bu yüzdendir mükellef hafta sonu kahvaltılarında soslu biberi soframdan eksik etmem.  Biber kızartması kokusuyla sofraya yazı serpiştiririm.
Kaynak:

İzleyiciler